Kayıtlar

Ekim, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İstediğimiz sorudan başlayabiliriz.

Resim
Hani bir problem vardı ya.. Bir elde kurumuş bir kafa, hala yaş olan kafaysa burnunu yukarı çevirmiş, üzerinde tek parça beyaz bir elbise.. Belki başının üstünde metalik bir taç da mevcuttur. Benim bütün bir Antik Helen uygarlığını üzerine giydirmeye çalıştığım İngiliz'in dilinden döktüğü kelimeler bunlardır işte: To be or not to be. That's the question!   (Just my imagination.) Existensializm... "Merdivenlerden çıkarken orada olmayan biriyle karşılaştım. Yine orada değildi." demek bir yerde.. On soruluk bir sınavda, yazacak tek bir kelimenin bile olmaması, her şey zıddıyla mümkündür üzerinden olmayana ergi yöntemi olarak da okunabilir. Çok Woody bir Allen.

İrrasyonel sanılar

Dün bir arkadaşım, "Sen o kadar rahat bir insansın ki, bu rahatlığı bozmamak için sıkıntılarınla bile uğraşmıyorsun" dedi. Geçen yıl bodur alim ilan ettiğim bir öğrencimin söylediklerini getirdi aklıma bu laf: "Hocam, siz kesinlikle sabırlı değilsiniz. Sadece uğraşmak istemiyorsunuz. Basit geliyor size herşey."  Bilmiyorum, sabırlı olmak mı insanı basit nesnelere dokunmaktan alıkoyar, yoksa mefhumun muhalifinden yola çıkmak mı doğrusu: basitlikten neşet eden sabırlı görünme sahteliği.. Belki de bütün basitlikleri yalayıp yutmaktan sebep hayattaki sair bütün muhabbetlere "caz müziği ayarı çekmek" aslında olan biten.. Kafayı omuzdan ötelere uzatıp, en uzak menzilin samanlığında iğne aramak.. Yani en uzak menzilin samanlığına daldırmak gözleri. Seyran olur diye.  Hepsi beklemenin türevi, hepsi şikayet, hepsi kendinden bile kaçma arzusu, hepisi topusu bir film: Üç Maymun! İnsan filmleri seviyor diye film gibi yaşamalı safsatasını da kim uydurmuş?